Dr. İsmail Maraş 1949 Konya Ereğli doğumlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. Akupunkturla tıp fakültesinde öğrencilik yıllarındayken tanışmış ve o zamandan beri de hiç bırakmamış, ülkemizde akupunkturun yaygın kullanımı için eğitimler, klinik çalışmalar ve araştırmalar yapmıştır. Birçok üniversitede ve Akupunktur kongrelerinde bu konuda klinik çalışmalarını raporlamıştır. Hayat felsefesi her zaman ''Önce insan, önce sağlık '' olmuştur.
Ülkemizde Akupunktur adına birçok ilke imza atan ve birçok ilki ülkemize getiren Dr. Nüzhet Ziyal ile Dr. İsmail Maraş usta çırak eğitimine dayalı beş yıllık çalışma sonunda Dr. İsmail Maraş Maraş akupunktur ve Lazer Tedavi Merkezini 1996 yılında kurmuştur.
İstanbul'da Üsküdar'a bağlı Büyükçamlıcada Türkiyenin ilk ve tek Akupunktur Polikliniği olan Maraş Akupunkturda ekibiyle birlikte hizmet vermeye devam etmektedir.
Ülkemizde akupunktur eğitimi verilmesi pratik eğitim alınması konusunda faydalı girişimlerde bulunmuştur. Dr. İsmail Maraş, akupunkturun insan sağlığı için vazgeçilmez çok önemli bir tedavi metodu olduğunu iyi bilmektedir. Bu bilgisiyle akupunktur tedavi pratiğini binlerce kişiye öğretmeyi ülkesine ve sağlığa katkı için kendisine bir görev bilmektedir. Çünkü o kendisini insan sağlığına bir sağlık adamıdır.
Boyun fıtığını akupunkturla tedavi eden ilk hekim olarak 1985'li yıllarda Türkiye'ye elektronik akupunktur cihazı getirmiştir. Akupunkturla tedavi edilebileceği var sayılan, parkinson, multipskleroz, migren, bel fıtığı, romatizmal hastalıklar, ruhsal hastalıklar, nörolojik rahatsızlıklar, solunum yolları hastalıkları, hormonal rahatsızlıklar, kalp damar sistemi hastalıkları, göz hastalıkları, deri hastalıkları gibi pek çok hastalığın akupunkturla tedavisini ilk defa gerçekleştirilmesine vesile olan ve başarılı çalışmaları ile hastalarını tedavi eden bir hekimdir.
Aslında akupunktur Türkiye'de tam anlamıyla tanınmamaktadır. Genelde sigara bırakma ve zayıflama programlarında kullanılmakta olduğu sanılırken aslında birçok rahatsızlığın iyileştirilmesinde başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanan ve desteklenen bilimsel bir tedavi yönetimidir. Akupunktur tedavileri Yurtdışında sosyal güvenlik kurumları ve özel sağlık sigortası tarafından karşılanmaktadır. Türkiye de bu yönde çalışmalar Akupunktur uygulamaları ve diğer Alternatif tedaviler için planmakta ve Sağlık Bakanlığının bu yöndeki çalışmaları devam etmektedir.
1960'lı yıllar... Konya'nın Ereğli ilçesi Kuskuncuk köyünde 1957 yılında temeli atılan ilkokul ancak 1960 yılında tamamlanıyor. İsmail Maraş böylece 11 yaşında ancak ilkokula başlayabiliyor.
Bu sebepten ilkokula geç başlamış olsa da, ondaki okuma ve öğrenme aşkı bir ömür sürecektir...
Nitekim emsalleri ilkokuldan sonra köyde yine tarıma yönelirken İsmail Maraş, ilkokul ve liseyi yatılı olarak Antakya'da tamamlıyor.
Sonra ver elini İzmir...
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi...
İsmail Maraş artık tıp fakültesi öğrencisidir. Fakültenin ikinci yılından itibaren hisseder sağlık konusunda sanki bir şeylerin yarım kaldığını...
O günleri andığında şu cümleler dökülür ağzından:
"... Şunu gördüm. Öğrendiğimiz klasik tıp dışında, insan beslenmesi ve dolayısıyla sağlığıyla ilgili tabi gıdalara, ekolojik gıdalara da yer verilmesi lazım diyordum.
İnsanın hasta olduğunda nasıl tedavi edileceğiyle birlikte nasıl korunacağının da önemli olduğunu düşünüyordum. Ne var ki, halk sağlığı derslerine ne öğrenciler önem veriyordu ne de ders hocalarının okulda bir nüfuzu vardı.
Genç doktor adayı İsmail, diğer arkadaşlarının vizelere hazırlandığı dönemde dahi bu konular üzerinde araştırmalar yapıyor hatta bu uğurda zaman zaman vize sınavlarını dahi geciktiriyordu.
Tabii onun için sınavlar zor değildi. Zaten o sınıf geçmek için okumuyor, merak ettiği için araştırıyordu. Dolayısıyla sınavlara girdiğinde de peş peşe hepsini verip çıkıyordu.
Ama içinden çıkamadığı bir şey vardı. Sağlıkta neden tek düze bir eğitim yapılıyordu? Neden belirli branşlarda eğitime ağırlık verilirken belirli branşlar geçiştiriliyordu?
Tıp Fakültesi üçüncü sınıf... İsmail Maraş, bir araştırma dergisinde gördüğü fotoğrafla irkiliyor... İngiltere'de bir doktor hastasının migrenini akupunktur iğneleriyle tedavi ediyor. Bayan hastanın kafasında onlarca akupunktur iğnesi saplı. Ama hasta gülümsüyor? İğneler acıtmıyor mu? Bu nasıl bir tedavi böyle ki, onlarca iğneye rağmen hasta o tedaviyi kabul ediyor, doktor da o tedaviyi uyguluyor?
Konuyla ilgili hocasına gidiyor hemen. Hocası profesör doktor. Yani ilim adamı... Soruyor:
-Hocam akupunktur tedavisi hakkında ne diyorsunuz?
Bu soru da nerden çıktı şimdi. Adamcağız ne diyeceğini şaşırmış olmalı ki, bu ilme susamış öğrencisini bir cümleyle başından savacağını sanıyor:
-Ne tedavisi çocuğum, şarlatanlık o. Boşver, üzerinde durmaya değmez.
İşte bu söz, İsmail Maraş'ı akupunktur konusunda daha da meraklandırıyor. Diyor ki kendi kendine:
-İlim adamı bir konuda kendisine soru sorulduğunda, biliyorsa bildiğini söyler, bilmiyorsa bilmediğini. Bilmediği bir konu hakkında ezbere konuşmaz...
İşte bu sebeple artık işi gücü, akupunktur hakkında bilgi araştırmaktır İsmail Maraş'ın.