Yedikleriniz ilacınız, ilaçlarınız da yedikleriniz olsun.
Hipokrat
Bu yazımızda sizlerle nutrigenetik-epigenetik nedir, hastalıklarla ilişkileri nelerdir, bizlerin bu değişikleri düzeltme şansı var mıdır gibi konuları inceleyeceğiz.
DNA kaderimiz değildir. Ailesel yatkınlıklar olabilir ancak bu yatkınlıkları değiştirmek artık büyük bir olasılıkla elimizdedir. DNA'da değişikliklere sebep açan epigenetik değişimler geri döndürülebilir, çünkü DNA'nın yenilenme şansı vardır ve DNA tamir olabilir.
Sizlerle klinik hayatımızda yaşarken öğrendiğimiz, tıbbın artık en gözde konusu olan nutrigenetik-epigenetik beslenme ile DNA neden kaderimiz değildir sorularına yanıtlar arayacağız.
Sağlığın devamı ve korunmasında kişi-gıda-beslenme üçlüsünden oluşan ilişki bütün tıp öğretilerinin temelini oluşturmaktadır.
Kişinin;
gibi kişiye özel durumlar bu öğretilerde ele alınır.
gibi tüm özellikler de değerlendirilir.
Modern ve geleneksel tıp uygulamalarına rağmen, kronik hastalıkların sürekli artması, hastaların kısa orta ve uzun vadede iyileşme tablolarının arzu edilen seviyelerde olamaması, modern tıp ile birlikte varsayılan ömür süreçlerinin uzamasına rağmen kaliteli, sağlıklı bir yaşlılık yaşanma oranlarının düşük kalması, hastalık-sosyo ekonomi-üretim ilişkileri incelendiğinde ekonomiye ve üretime verdiği zararları bu süreçlerin ülke ekonomisine bindirdiği çok ağır yükler, hükumetlerin bu sorunların çözümü için yeni arayışları, genetik yatkınlıkları olan insanlarda koruyucu hekimliğin ve uygulamalarının çözüm için yetersiz olması sonucunda son yıllarda kronik hastalıkların tedavileri ve diyet ilişkileri bilim adamları tarafından incelenmeye başlamıştır.
Beslenme ve insan genetiği (genomu) ilişkisi çevresel faktörlerle birleşince, eskiden ailesel yatkınlık diye belirttiğimiz alerjik hastalıklarının, kalp hastalıklarının, otoimmun hastalıkların ve kanserin esasında kaderimiz olmadığı genetik yatkınlığın önemli olmasıyla beraber insan geni üzerindeki değişiklerin (epigenetiğin) hastalığın ortaya çıkmasında önemi anlaşılmıştır (1).
Bu genetik yapı ve besinlerin etkileşimi bizi genetik yapımıza özel beslenme programı oluşturmaya (genetik yapıya uygun beslenme=Nutrigenetik), genetik yapımıza özel yaşam düzenlenmesine ve genetik yapımıza özel spor hayatımızın düzenlenmesi gibi durumların oluşmasına yol açmaktadır. (2)
Kronik hastalıkların engellenmesi ve var olan hastalıkların tedavisi için yapılan tıbbi süreçlerin tamamına nutrigenetik ve epigenetik klinik uygulamaların zaruri olarak dahil edilmelidir. Doğumla başlayan ve yaşlanmaya doğru giden yaşamamızda epigenetik değişiklerin en güzel örneğini bal arısı ile gösterebiliriz. Dişi bal arılarının hayatını işci arı veya kraliçe arı olarak sürdüreceği, beslenmesinin DNA üzerindeki epigenetik değişiklik olan metilasyon* ile belirlenmektedir. Beslenmesini arı sütü (royal jelly) ile yapan larvalar (Apis, synactin p62 geninde DNA metilizasyonunun artması sonrası) hayatını kraliçe arı olarak sürdürmektedir. Bunun yanında çiçek tozu (beebread) ile beslenenler ise işci arı olarak kısa bir yaşam sürmektedir. (3)
Metilasyon, biyolojik organizmalarda, genetik yapının normal olarak düzenlenmesini ve gelişmesini sağlayan kimyasal bir mekanizmadır. Metilasyon döngümüz ne kadar düzgün ise sağlıklı kalmak ve sağlıklı yaş almak o oranda iyi olmaktadır. DNA metilizasyonuna uğrayan gende lipid düzenlenmesi, hormonal düzenleme posttranslasyonel modifikasyonlar (Proteinlerdeki fonksiyonel grupları 20 amino asitin ötesinde çeşitlendirerek proteinin ya fonksiyonunu ya da lokalizasyonunu değiştirmektir), enerji transferi düzenlemekte ve sonraki hayatına şekil vermektedir. Burada posttranslasyonel modifikasyonlar ile Protein katlanmasında değişiklik yapılabilir. Proteinler yıkım için işaretlenebilir. Kromatinde**. DNA'dan RNA'ya genetik bilginin aktarımı olan transkripsiyonel bölgeler işaretlenebilir. Proteinlerin intra ve ekstrasellüler (hücre içi ya da dışı)adresleri değiştirilebilir. Enzimler inaktif iken aktif formlarına çevrilebilir(4,5)
*Metilasyon: DNA'nın yapıtaşlarından sitozin halkasınını beşinci karbon elementine metil grubunun kovalent bağla bağlanması.
**Kromatin: Hücre çekirdeğindeki DNA'nın, histon denilen küçük molekül ağırlıklı bazik proteinler ile beraber oluşturduğu yapı
Embriyonolojik gelişim, yaşlanma ve kanser ile ilişkili epigenetik değişiklerin sebep açtığı obezite, insulin direnci, Tip 2 Diabet, otoimmun hastalıklar, alerji, nörodejeneratif hastalıklar üzerindeki çalışmalar yoğunlaşmaktadır. Kronikleşen hastalıklarda nutrigenetik ve epigenetik mekanizmaların çözümlenmesi bilim adamları için yeni tedavi seçenekleri bakımından önemlidir.(4,6)
Yediklerimizin bedenimize zarar veya yarar verebildiğini, DNA üzerinde etki mekanizması ile bu etkiyi gösterdiğini artık biliyoruz. Nutrigenomik dediğimiz bu alan ile diyetimizde ki besinler DNA 'mıza etki ederek kimyasal değişimler ile açılabilir veya kapanabilir; bunun sonucu iyi veya kötü bir yanıt ile karşılaşabiliriz.(4)
Gelecekteki tedavi tarzı artık bireysel ve DNA üzerinde epigenetik değişikleri düşünerek planlanacaktır. Burada önemli olan DNA değişiklikleri kişisel özellikleri belirleyecek testlerle belirlemek kişinin beslenmesi yanında yaşam tarzının, sporun ve ailesel davranışlarının da bu epigenetik değişikliklere sebep olacağını unutmamak gerekmektedir.(4,6)
Sırayla bakacak olursak diyet, egzersiz ve çevresel koşullar genlerin epigenetik olarak "açılması " veya "kapatılması" bakımından önemlidir. Bu koşulları kişisel yaşam tarzı ve kişisel beslenme ile hastalık riskini azaltıp sağlık üzerine olumlu etkileri olarak görme imkanımız mevcuttur.(6)
Kronik hastalıkların bir parçası olan epigenetik değişiklerin beslenme ve besin bioaktif bileşenleri ile değişebilmesi bizleri kronik hastalıklardan koruma ve tedavisi bakımından yüz güldürücü olmuştur.
Vücudumuzun; yediklerimiz, çevre, spor ile nasıl etkilendiği, DNA'nın üzerine yaşamımızı şekillendiren yaşam kodlaması ile olduğu artık anlaşılmıştır. Yediklerimiz ile vücudumuzun etkilendiği hastalıklardan korunmak ve kronik hastalıklardan kurtulmak yolunun da DNA epigenetik kodlamanın değişimi ile olduğu ve kişiye özgü beslenmenin önemi kabul edilen bir gerçektir.
Kaynaklar:
Gülsen Meral'e ait yazı www.gulsenmeral.com 'dan alınmıştır.